Yazı Maratonu Devam Ediyor...
Dokuz günün sonunda aşağı yukarı 1000 metre uzunluğunda bir satıra yazı yazdık! Az buz değil. İş güç, hayat gailesi vız geldi tırıs gitti. Adı üzerinde, Hayatım Roman Yazı Maratonu. Disiplini bozmadık, durmadık yazdık. Birbirimizin yazdıklarını okuduk, duygulandık, kimi zaman ağladık kimi zaman güldük. Kendi unuttuklarımızı hatırladık. Utanmadan sıkılmadan soyunup tüm samimiyetimizle yazdık. Belki sizler de yazmak istersiniz diye dokuz günün alıştırmalarını paylaşıyorum.1. En Etkilendiğim Öğretmen
Liste yapmak günlük hayatımızda sıklıkla kullandığımız yararlı bir alışkanlık. Bilgi toplamanın da en kısa yolu. Alışveriş listesi, sınıf listesi, arkadaş listesi, ilaç listesi. Kronometreyi beş dakikaya ayarla ve listele! Senin üzerinde çok büyük bir etki bırakan öğretmenin hakkında aklına ne gelirse, cümle kurmadan kelimelerle listele. Nasıl biriydi? Nasıl kokardı? Ne giyerdi? Nasıl konuşurdu? Sadece cevaplarını bildiğin şeyleri yazmak zorunda değilsin. Bildiğin bilmediğin her şeyi listele! Sonraki bir kaç dakikada bu listeyle öğretmeninin kısa bir hikâyesini yaz!
2. Groundhog Day - Dağsıçanı Günü
Her yıl 2 Şubatta, Amerika'da Dağsıçanı Günü kutlanır. Pennsylvanya'da sabah 7.20'de Punxsutawney Phil kovuğundan çıkıp kışın bitmesine ne kadar kaldığını bildirir. Altı hafta daha! Bu tür tahminlere ne kadar değer veriyorsunuz? Kırık ayna, siyah kedi sana şanssızlık getirir mi? Kaşınan avucuna hiç para geldi mi? Güneş girmeyen eve doktor girer mi gerçekten? Merdiven altından korkmadan geçer misin? Bugün batıl inançlardan, inançlardan, kalıplardan bahsedelim biraz da. Ama ilk önce Groundhog Day nedir araştır!
3. Yazmak Çok Eğlenceli
Bugün yazında devrim yap! Bilgisayarda yazıyorsan karakterleri büyüt, fondu değiştir, renklendir. Deftere yazıyorsan bambaşka renklerle yaz. Yazının içeriği nasıl da değişecek. Bugün, sevdiğin veya sevmediğin bir özelliğini yazacaksın. Bu vücudundaki bir iz, ben, yara, et beni veya siğil olabilir. Karakter özelliğin olabilir, inatçı, asabi, hayır diyemeyen... Davranış olabilir, tırnak yemek, tik. Seni engelleyen veya benzersiz kılan bir özellik. Seni diğer insanlardan farklı kılan bu özelliğini anlat. Nasıl hissediyorsun? Elinden gelseydi değiştirir miydin? Patricia'nın sağ baldırında bir doğum lekesi varmış. Gençliği boyunca annesi etek boyunu ona göre ayarlamış. Kızın başına dert olmuş leke:)
4. Hafıza Envanteri
Bugün hafıza envanterinde şöyle bir gezintiye çık! Geçmişten gelen eşyaların ve hikayeleri. Bu eşya sana çok eski aile büyüklerinden kalmış olabilir. Veya onu yaşamının bir evresinde çok beğenip satın almış olabilirsin. Sana anlam ifade eden herhangi bir eşyayı seç. İlk önce bu şeyin fiziksel tanımını yap ki okuyucun gözünün önüne getirebilsin. Sonra da anlat. Bu eşyanın ilk sahibinin yaşadığı zaman ve yer? Sana kim verdi? Senden önce başkasına mı aitti? Sana ne ifade ediyor? Nerede saklıyorsun veya sergiliyorsun? Dolap köşelerinde bir yerlerde mi gizli yoksa salondaki büfe üzerinde mi? Patricia'nın hazinesi ananesinden kalma beyaz çiçekler ve koyu yeşil yapraklarla bezeli muhteşem bir cam sürahi. 1933 yılında evlenen ananesine evlilik hediyesi olarak gelmiş. Sadece çok özel zamanlarda kullanıyor...
5. Çocukluğun Tadı
Bazen yazarken beş duyumuzu kullanmayı unuturuz. Tat, dokunma, duyma, görme, koklama duyularımız var. O zaman, bir şeyi tanımlarken niye hepsini kullanmayalım. İlk önce çocukluğunun yemeklerini listele. Sadece kelimeler. Sonra listeden bAir tanesini seç ve onu etralıca yaz. Bu yemek niye çocukluğunu hatırlatıyor? Tadı nasıldı? Nasıl görünüyordu? Yerken ses çıkarıyor muydu? Dokusu nasıldı? Seviyor muydun, nefret mi ediyordun? Kim pişirirdi? Özel günler için mi yoksa her gün mü pişerdi? Pişmesine yardım eder miydin? Niye sende bu kadar yer etti? Eğer bu yemeği şimdi yapabilseydin kiminle paylaşmak isterdin? Niçin?
Dikkat: bu alıştırma yemek öncesi aşırı miktarda acıkmaya yol açabilir.
6. Kısa Mesafe
Artık atağa kalkma zamanı geldi. Bu günkü çalışma için bu yazının sonunda beş kelime vereceğim. Kelimeleri merak edip okumaya başlama lütfen! Her kelime için bir dakika yeterli. Kronometreyi ayarla. Aklına geleni yaz, kısa ve etkili, kelime yazmak veya kelime kelime yazmak en iyisi. Her şey kabul, ne kadar mantık dışı olursa olsun. Ve bu şekilde beş kelimeyi sırasıyla tamamla. Geriye dönüp oku bakalım neler yazmışsın, ne komik ve çılgınca şeyler. Bir tanesini seçip onun hikayesini yaz.
Kelimelerimiz: 1. Mantarlar 2. Kırık bir şişe 3. Rüya görmek 4. Eller 5. Matematik.
7. Hafıza Şöleni
Evet yazı maratonunun yarısına geldin ve ikinci yarılar hep daha çabuk geçer, yazmanın keyfini çıkar. Bugün fazla bir açıklama vermeyeceğim. Sadece yaşamanı istiyorum. Zaten de aşağıdaki videoyu izlemen yeterli olacaktır sanırım. Aklına yazmak için yüzlerce şey üşüşecektir. Dinle, izle ve özümse. Bir şey hatırlamaya, not almaya çalışma. Arkana yaslan ve gevşe! Yazmak için gerekli olan şey kendiliğinden gelecektir.
Video izle-- http://www.youtube.com/watch?v=c9KHo9z86rA
8. Alışkanlıkları Kırmak
Yazarlar alışkanlıkları olan yaratıklar. Kalemleri, belirli kâğıtları, masa ve iskemleleri, olmazsa olmazları var. Bugün bunlardan kurtuluyorsun. Her zaman yazmadığın bir yerde yazmayı dene! Açık havada, parkta, ormanda, deniz kenarında... Hava çok soğuksa kapalı ama farklı bir mekânda yaz! Kafe, restoran, banka neden olmasın? Belki gürültülü ve kalabalık bir restoranda. Her zamankinden biraz hızlı yaz. Günün karmaşası içinde yazacak bir yer illaki bulursun. Yazına şu cümleyle başla
'' ... olduğunda yanlış yapacağımı biliyordum.''
Cümle seni nereye götürecek bakalım?
9. Hastalıklar
Bugün konumuz hastalık! Çocukluğunda ailen hastalıklara, yara berelere nasıl tepki verirdi? Evde hazırlanan ilaçlar var mıydı? Tavuk suyuna çorba, Viks krem, bebek aspirini, veya hatırladığın başka ev ilaçları neler? Belki de hastalıklar ortada kan ve kırık olana kadar pek ciddiye alınmazdı? Çocukken, hasta ve yaralı olduğunda, nasıl tedavi ederlerdi seni, yaz!
HayatımRomanYazıMaratonu facebook sayfamıza katılabilir, günlük alıştırmaları izleyebilir ve yazarak bizlerle paylaşabilirsin.
Füsun Çetinel