Gezi Kütüphanesi'nden Kelile ve Dimne

| 2 yorum

Kelile ve Dimne

Gezi kütüphanesinde kitap bavulunu teslim alan gence ne yaşını, okulunu, ne de dinini sordum. Onunla tek ortak noktamız kitaplardı. Bir yıldır arayıp da bulamadığı kitap bavuldan çıkınca havalara uçtu. Hemen yanındaki arkadaşına hediye etti. Sonra Kafka’nın Dava’sı çıktı bavuldan. Onu soran bir arkadaş vardı buralarda, dedi. Kitabı havada sallamaya başladı. Hemen bir genç kız uzanıp aldı onu da. Kapağı tam istediğim gibi, dedi sevinç içinde.

Ben taştan raflar arasında ne tür kitaplar var diye etrafıma bakınırken, bu belki ilginizi çeker, diyerek Kelile ve Dimne’yi uzattı bana. İki hafta sonra bir masal anlatma etkinliğine katılmak üzereydim ve tam da böyle bir kitap arıyordum. Aslı Sanskrit dilinde yazılmış bu kitap dönemin hükümdarlarına öğüt verme amacı taşıyan bir Hint masalı derlemesiydi.

Bir ağaç gölgesine çekilip sayfalarını karıştırdım. Şöyle diyordu:

Padişahım, dünyada yürürlükte olan baskı ve zorlamalar ve bunlara benzeyen kanunsuzluklardan insanları alıkoymak ancak siyasetle mümkündür ki onun da temeli adalettir. Ancak adil kanunların gölgesinde, herkes kendini güvencede hisseder. Kendi hakkını aşmadığı gibi, başkalarının da hak ve hukukuna saygılı olur.

Adaleti sağlayacak hükümdar veya devlet başkanının öncelikle siyasi kanunları, adalet kurallarını derinlemesine bilmeli. İnsanları iyi tanıyıp değerlendirebilmeli. Saygın kişilerin kıymetini bilip, ilim sahibi, din ve devletine hakkıyla hizmet edebilecek kişileri danışman olarak seçmelidir. Ancak kötülükleri ve bencillikleri kanıtlanmış olanlarla dost olmaktan çekinmelidir.

Hükümdar gerçeklere bağlılığı oranında kuvvet ve gücünü sağlamış, saltanatını sürekli kılmanın yolunu bularak mutlu olmuş, üstelik bu biçimde davranarak ahretini de bayındır etmiş, dünya ve ahret mutluluğuna erişmiş olur.

Bu paragraflar daha ilk hikayeden alınmış birkaç örnek, 3. yüzyılda Brahman tarafından Keşmir’de yazıldığı varsayılmakta.

İçim nasıl sızladı anlatamam, bu kitabın anlamını, kıymetini, günümüz olaylarıyla ilgisini kavrayabilmiş bu gencecik yüreğe ve onu bekleyen zorluklara üzüldüm. Ve bu gencin bilgeliğine hayran oldum, gözlerime bakıp neye ihtiyacım olduğunu hemen anlayıvermişti. Bizlerin onun için yapamadığını o birkaç dakikada benim için yapmıştı.

Füsun Çetinel

2 yorum :